Kooperatiflerde İç Denetim Faaliyetleri

Elif Coşkun, Araştırma Makalesi THD (Terazi Hukuk Dergisi), S. 224 (Nisan 2025): s. 18-24

Özet

Kooperatiflerde denetim, kooperatif faaliyetlerinin, yürürlükteki normlara, ana sözleşme, genel kurul kararı ve iyi niyet kurallarına uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini belirlemek amacıyla yapılan kapsamlı çalışmaları ifade eder. Denetim faaliyetleri, amacına uygun bir şekilde yürütülmelidir. Kooperatiflerde denetimden beklenen temel hedef, hatasız ve yolsuzluktan uzak bir kooperatif yapısının oluşturulmasıdır. Denetimin temel amacı, yıpratma veya cezalandırma değil, kooperatifin iyileştirilmesine yönelik yapıcı sonuçlar elde etmektir. Etkin bir denetim süreci, yalnızca sorunları tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda kooperatifin daha sağlam ve güvenilir bir yapıya ulaşmasına katkı sağlar. Bu yaklaşım hem ortakların haklarının korunmasına hem de kooperatifin uzun vadeli başarısına önemli bir destek sunar. Çalışmamızda tarafımızca kooperatiflerde denetimin önemi ele alınmıştır. Kooperatiflerde esas denetim yöntemi olarak kabul edilen iç denetimin niteliği üzerinde durulmuş, uygulamaya yönelik çeşitli görüş ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Kooperatif, Denetim Kurulu, İç Denetim, Dış Denetim, Üst Denetim.

Giriş

 Kooperatiflerde denetim konusu, kooperatif yönetiminin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini sağlamak açısından hayati bir öneme sahiptir. Etkili bir denetim, kooperatif ortaklarının haklarını koruyan en önemli güvence mekanizmasıdır. Türkiye’deki mevzuat, devlet tarafından kooperatiflerin denetlenmesine olanak tanıyan yeterli düzenlemeleri içermektedir. Ancak, kooperatif sayısının fazlalığı nedeniyle, devlet denetiminin yanında, iç denetim mekanizmalarının da (kooperatif ortakları ve denetim kurulu tarafından yapılan denetimler) etkin bir şekilde işletilmesi gerekmektedir. Kooperatif ortaklarının büyük bir kısmının ticari işlemlerin ayrıntılarını ve muhasebe kayıtlarını anlayarak yönetim ve işletme üzerinde etkili bir denetim yapabilecek düzeyde bir bilgi birikimine sahip olması her zaman mümkün değildir. Bu nedenle, kooperatiflerin demokratik yapısına uygun denetim yollarının güçlendirilmesi kritik bir ihtiyaçtır.

(*)Hakemli makale – Peer reviewed article Makalenin geliş tarihi: 05.02.2025 Makalenin kabul tarihi: 06.03.2025 (**) Avukat, İstanbul Barosu; Özyeğin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi, İstanbul – Türkiye E-posta: elifcoskun.lawyer@gmail.com Orcid Id: https://orcid.org/0009-0001-1187-3590

Bu bağlamda, denetim kurulunun (genel kurul tarafından seçilen denetçilerin) yaptığı denetimler, denetim sorunlarının çözümünde kilit bir araç olarak öne çıkmaktadır. Denetçiler, kendilerini seçen genel kurul adına hareket ederek kooperatif yöneticilerinin tüm işlem ve hesaplarını inceleme yetkisine sahiptir. İncelemeler sonucunda tespit edilen eksiklikler veya hatalarla ilgili gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak için ilgili organlara bilgi vermekle yükümlüdürler. Denetim kurulu üyelerinin görevlerini ne kadar bilinçli ve sorumluluk bilinciyle yerine getirdiği, denetim sürecinin etkinliğini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, denetçilerin bilgi düzeylerini artıracak eğitimler ve bilinçlendirme çalışmalarıyla desteklenmesi, kooperatiflerin sağlıklı bir şekilde yönetilmesine büyük katkı sağlayacaktır.

  1. Kooperatiflerde Denetim Amacı ve Denetim Yolları

 1163 Sayılı Kanun’a göre kooperatifler; tüzel kişiliğe sahip olmak üzere, gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan, ortaklarının maddi çıkarlarını korumayı ve meslek ya da geçimlerine yönelik ihtiyaçlarını yardımlaşma, prensipleri çerçevesinde, iş gücü ve mali katkılarla sağlamayı amaçlayan, değişken ortaklı ve değişken sermayeli ortaklıklardır. Kooperatiflerin denetimi ise, yöneticilere çalışmalarında rehberlik edilmesini, ortaklara yapılan işlemler hakkında bilgi verilmesini ve kooperatiflerin sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasını sağlamaktadır. [1] Etkili bir denetim, kooperatiflerin gelişimine katkı sunarken, ortaklar için de büyük bir güvence oluşturur. Bu süreç hem yöneticiler hem de ortaklar için şeffaflık ve sürdürülebilirlik adına kritik bir rol oynar. [2] Kooperatiflerde denetim üç çeşittir. Bunlar, üst denetim, dış denetim ve iç denetim şeklindedir.

  1. Üst Denetim

Kooperatifçilik üzerine yapılan araştırmalarda ve uluslararası uygulamalarda, kooperatifçiliğin her açıdan gelişebilmesi için üst örgütlenmenin önemi vurgulanmaktadır. [3] Üst birlik denetimi, kooperatiflerin üyesi oldukları üst birlikler tarafından gerçekleştirilen bir inceleme türüdür. Denetim, kooperatiflerin faaliyetlerinde mevzuata uyumu sağlamak, daha düzenli bir işleyiş temin etmek ve rehberlik etmek amacıyla yapılır. [4] Kooperatiflerin denetimine ilişkin olarak, Kooperatifler Kanunu’nun 86-92. Maddeleri [5] devlete denetleme, bu görevleri başka bir kuruma devretme yetkisi tanımaktadır. Kanunda yer alan “ilgili bakanlık” ifadesi, tarım kooperatifleri ve bunların üst kuruluşları için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı, diğer tüm kooperatifler için ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nı ifade etmektedir. Kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirmesi ve geliştirmesi açısından üst birliklere katılımın pek çok faydası olsa da kooperatifler için üst kuruluşlara üye olma zorunluluğu genel bir kural değildir. Bununla birlikte kanunda,[6] kooperatiflerin ve birliklerin bazı vergi muafiyetlerinden yararlanabilmesi, üst kuruluşlara katılma şartına bağlanmıştır. Ayrıca, bazı yasal düzenlemelerle, [7] belirli durumlarda üst kuruluşlara üye olma zorunluluğu getirilmiştir. [8] Kooperatif birlikleriyle ilgili önemli bir husus, birliğe üye olan kooperatif ortaklarına, kanun ve ana sözleşmede belirtilen yükümlülüklerin dışında ek bir yükümlülük getirilip getirilemeyeceğidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 71. maddesi bu konuda oldukça nettir. Maddede, birliğe üye olan kooperatif ortaklarına, ana sözleşmede ve kanundaki yükümlülükler dışında ek yükümlülük yüklenemeyeceği ifade edilmiştir. Bu nedenle, genel kurul kararlarıyla mevcut yükümlülükler artırılamaz veya yeni yükümlülükler eklenemez. Uygulamada, zaman zaman birliğe üye olan kooperatif ortaklarından, kanuna açıkça aykırı bir şekilde, birliğe aktarılmak üzere aylık belirli bir miktar aidat talep edildiği görülmektedir. Ancak, aidat, sermaye payı gibi ödemelerin kooperatifin kendi imkânlarıyla karşılanması gerekmekte, herhangi bir ad altında dahi ortaklardan ek bir ödeme talep edilmemelidir. Bununla birlikte, bu durumlarda ana sözleşme hükümleri dikkate alınmalı ve bu hükümlerle çelişen uygulamalardan kaçınılmalıdır. [9]

B. Dış Denetim

Kooperatiflerde dış denetim, kooperatif bünyesinde görevli olmayan veya kooperatifle doğrudan bağlantısı bulunmayan bağımsız bir denetim birimi, ekip ya da uzman tarafından gerçekleştirilen inceleme sürecidir. Bu denetim ilgili bakanlık yetkilileri, noterler, sicil müdürlüğü çalışanları, diğer yetkili kuruluşlar veya bağımsız denetim kuruluşları tarafından gerçekleştirilebilen bir denetim türüdür. [10] Devletin kooperatifler üzerinde gerçekleştirdiği denetim; kooperatiflerin ana sözleşmelerinin incelenmesi ve uygun bulunması halinde onaylanması, genel kurul toplantılarına temsilci atanması, ilgili kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının işlemlerinin, hesaplarının ve varlıklarının müfettişler ve kontrolörler tarafından denetlenmesi biçiminde tanımlanabilir. Gerekli şartların oluşması durumunda, ilgili bakanlık yöneticileri görevden alma yetkisine sahiptir. [11]

Bu denetim türünün etkinliğinin sağlanabilmesi için devletin destek sağlaması önemlidir. Ancak bu destek, kooperatifçilik faaliyetlerine müdahale olarak algılanmamalıdır. Aksi takdirde, kooperatifler piyasa şartlarına uyum sağlayamayan ve yeterince hareket edemeyen yapılara dönüşebilir. [12] Denetimlerin kooperatifleri yönlendirici bir yapıya dönüştürmeden, yalnızca kooperatiflerin etkili olduğu bir kooperatifler bankası aracılığıyla gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı değerlendirilmektedir. [13] Kooperatiflerde dış denetim; kooperatiflerin kuruluş aşamasındaki denetimi, ana sözleşmenin hazırlanması ve onaylanması aşamasındaki denetim, ilgili bakanlığın izni ve denetimi, tescil aşamasındaki denetim olmak üzere dört çeşittir. Ancak çalışmamızın esasını iç denetim ve özellikle denetçilerce yapılan denetimler oluşturduğu için detaya girilmeyecektir.

C. İç Denetim

Kooperatifler, hukuki kişiliğe sahip yapılar olup, karar ve beyanlarını yetkili organları vasıtasıyla dile getirirler. Genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu kooperatiflerde bulunması gereken yasal organlardır. Kooperatiflerde temel denetim yöntemi olarak görülen iç denetim, kooperatif genel kurulu ve ortakları ile denetçilerce yapılan ve kooperatif işlemlerinin ve faaliyetlerinin incelendiği bir denetim türüdür. Bu bağlamda, dikkat edilmesi gereken önemli bir konu, bu birimlerin kimlerden oluştuğudur. Kooperatifin kuruluşu sırasında ilk yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin kooperatif ana sözleşmesiyle atanması gerekmektedir. [14] Ancak denetçiler, ana sözleşme ile görevlendirilmiş olsalar da genel kurul kararıyla her zaman görevden alınarak yerlerine yenileri atanabilir. [15] Kooperatifin denetim kurulunun oluşturulmasının ardından, tüm işlem ve hesapların denetçiler tarafından incelenmesi ve bu görevin Kooperatif Genel Kurulu adına yerine getirilmesi düzenlenmiştir. [16] Ancak, bu hükmün denetleme yetkisinin genel kurulda olması nedeniyle, denetçilerin bağımsız bir organ niteliğine zarar verebileceği yönünde bazı yazarlar tarafından eleştiriler dile getirilmiştir. [17] Genel kurul adına hareket eden düzenleyiciler, kooperatiflerin tümünün inceleme ve haklarına sahiptir. Bu doğrultuda, genel kurul tarafından seçilen denetçiler aracılığıyla kooperatifin tüm faaliyetleri incelenmekte, tespit edilen eksiklikler ve aksaklıklar ilgili organlara bildirilerek kooperatifin amaçlarına ulaşması için gerekli adımlar atılmaktadır. [18] İç denetim, kuruluşlar için birçok sebepten ötürü önemli ve gereklidir. Öncelikle, yöneticilerin sorumluluklarının izlenmesi ve bu sorumlulukların etkin bir şekilde değerlendirilmesi için bir araçtır. Aynı zamanda, çalışanların işletme politikalarına uyumunu izlemek, olası uyum sorunlarını tespit etmek ve çözmek açısından kritik bir rol oynar. Bunun yanı sıra, hâkim ortaklar, yöneticiler ve çalışanların kuruluşa, ortaklara ve alacaklılara karşı gerçekleştirebilecekleri hileli işlemlerin önlenmesi açısından da büyük bir önem taşır. Bu sebeplerle, iç denetim kuruluşların işleyişinde güvenilirliği ve düzeni sağlamak adına vazgeçilmez bir denetim türüdür. [19]

  1. Denetim Kurulu Üyelerinin Özellikleri

Denetçi, denetim görevini yerine getirebilmek için gereken mesleki bilgi ve tecrübeye sahip, çalışmalarında tarafsız ve bağımsız bir duruş sergileyen, yüksek kişisel ve ahlaki değerlere sahip, alanında uzman bir kişidir. Bu tanımdan hareketle, denetçinin görevini layıkıyla yerine getirebilmesi için belirli özelliklere sahip olması gerektiği açıktır. Bu özellikler arasında bağımsızlık, mesleki bilgi birikimi ve deneyim, ahlaki ve kişisel nitelikler ile titizlik ve mesleki dikkat yer almaktadır. [20] Denetçinin, hukuk, maliye, muhasebe, iktisat ve işletme gibi çeşitli disiplinlerde bilgi birikimine sahip olması gerekmektedir. Ayrıca, mesleki gelişimin süreklilik arz eden bir süreç olduğu dikkate alındığında, kendini sürekli yenileyip geliştirmesi büyük önem taşır. Bu doğrultuda, güncel mevzuat değişikliklerini takip etmeli, alanıyla ilgili kitap ve dergilerden haberdar olarak mesleki bilgilerini güncel tutmalıdır. [21]

II. Denetçilerin Görevleri ve Görevlerinin Sona Ermesi

Kooperatif denetçilerinin temel görevi, kooperatifin faaliyet alanına giren iş ve işlemleri, kooperatifin amacına uygunluk açısından izlemek, denetlemektir. Denetçilerin görevleri arasında; bilançonun defterlerle uyumlu olup olmadığını incelemek, defterlerin düzenli tutulup tutulmadığını denetlemek, işletmenin mali sonuçları ve varlık durumu açısından mevzuata uygun hareket edilip edilmediğini değerlendirmek, ortakların isimlerinin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığını kontrol etmek, yönetim kurulu üyelerinin üyelik şartlarını taşıyıp taşımadığını araştırmak, [22] gerektiğinde yedek üyeleri göreve çağırmak, kasayı denetlemek, tasfiye sürecini gözetmek, üyelerinin yasal düzenlemelere uygun hareket etmelerini izlemek, ortakların şikâyetlerini değerlendirmek ve bu değerlendirmeleri yıllık raporlarında açıklamak, ayrıca gerekli gördükleri önerileri yönetim kurulu gündemine aldırmak yer almaktadır. [23] Denetim kurulunun, bilançonun defterlere uygunluğunu inceleme görevi kapsamında, yönetim kurulu denetçilere defter ve ilgili belgeleri sunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluğunu doğurabilir. Denetçilerin defterler açısından yerine getirmesi gereken görev, defterlerin yasal süreler içinde tutulup tutulmadığını, açılış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığını, ayrıca defterlerin kapanış tasdiklerinin tamamlanıp tamamlanmadığını incelemektir. Bunun yanı sıra, tutulmayan bir defterin bulunup bulunmadığını usulüne uygun şekilde yapılıp yapılmadığını denetlemek de sorumlulukları arasındadır. [24] Önem arz eden kavramlardan biri de denetçiler kurulu kavramıdır. Hukukumuzda kurul, minimum iki kişiden oluşan birliği ifade etmektedir. Ancak genel kurul, yalnızca birini denetçi olarak seçme yetkisine sahiptir. Hal böyleyken, tek denetçinin genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi olup olmadığı sorusu gündeme gelmektedir. Görüşümüze göre, tek bir denetçinin genel kurul toplantısına çağırma yetkisine sahip olması gerekir. Ancak, birden fazla denetleyicinin olması durumunda, denetleyicilerin birlikte hareket etme zorunluluğu vardır. [25] Denetçilerin yönetim kurulu üyelerinin üye olmaları gereken koşulları taşıyıp taşımadıklarını inceleme yetkisi de kooperatifler kanuna göre denetim kuruluna verilmiştir. Denetçiler, bu kriterleri değerlendirecek ve gerekli nitelikleri taşımayan veya sonradan kaybeden üyelerin görevine, yönetim kurulu tarafından son verilecektir. Ancak, eğer tüm yönetim kurulu üyeleri bu koşulları taşımıyorsa, görevlerine son verme yetkisini kim kullanacaktır? Bu durumda, çözüm yolu olarak, denetçiler tarafından genel kurulun bu gündem maddesi ile olağanüstü toplantıya çağrılması gerekmektedir. [26] Kooperatif kasasının denetçiler tarafından incelenmesiyle ilgili olarak, Kooperatif Kanunu herhangi bir düzenleme veya hüküm getirmemiştir. Bu noktada kooperatifler kanununun 98. maddesinin yollamasıyla TTK hükümleri uygulama alanı bulur. Buna göre, örnek ana sözleşmelere başvurulduğunda, bu konuda denetçilerin görevleri belirli bir şekilde düzenlenmiştir. Örnek ana sözleşmelerde, denetçilerin kooperatif kasasını sık sık, ancak üç aydan fazla ara vermemek kaydıyla ve belirli bir zaman aralığı olmaksızın teftiş etmeleri gerektiği ifade edilmiştir. [27] Bu denetimler, kooperatifin mali durumunun doğruluğunu sağlamak adına önemli bir kontrol mekanizması olarak işlemektedir. [28] Kooperatifte görev yapmakta olan denetçilerin görevlerinin sona ermesi bakımından ise sona ermeyi sağlayan birçok durum bulunmaktadır. [29] Kanunda sayılan hallerin [30] yanı sıra genel kurul da denetçilerin görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri durumunda her zaman azil kararı verebilir. Bunun yanı sıra pek tabii ki denetçinin istifa ederek denetçilik görevini her daim sona erdirme yetkisi vardır. Bu durumda, kooperatifin kabul veya reddi gündeme gelmemekle birlikte, bozucu yenilik doğuran bir hak olan istifa beyanı kooperatife vardığı anda denetçinin görevi sona erer.

III. Denetçilerin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları

Kooperatif denetçilerinin; yıllık rapor hazırlama, eksiklikler ve mevzuata aykırılıklar hakkında bilgilendirme yapma, ortaklara açıklamalar sunma, toplantılara katılım sağlama, gizliliğe özen gösterme ve dikkatli davranma yükümlülükleri mevcuttur. Kooperatif denetçilerinin gerçekleştirdikleri veya gerçekleştirmedikleri eylemler sonucunda bazı hukuki ve cezai sorumluluklar ortaya çıkmaktadır. Denetçilerin hukuki sorumluluğu, kooperatifin faaliyetlerinden kaynaklanan sorumluluk, gizlilik ihlali, kötü niyetle dava açması ve kooperatif işlemleri ile ilgili olabilmektedir. Cezai sorumlulukları ise, Kooperatifler Kanunu ve Türk Ceza Kanunu çerçevesinde şekillenmektedir.

  1. Denetçilerin Hukuki Sorumlulukları

Kooperatif denetçilerinin hukuki sorumluluğunu doğuran durumlar; kooperatifin kuruluşundan kaynaklanan sorumluluklar, gizlilik ihlali, kötü niyetle davası açması, kooperatif işlemleriyle ilgili durumlar şeklinde sıralanabilir. Kooperatifler kurulduktan ve tüzel kişilik kazandıktan sonra, ilk yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin, kooperatifin kuruluş aşamasında herhangi bir yolsuzluk olup olmadığına dair araştırma yapma görevleri vardır. Bu araştırmanın kapsamı, kuruluş belgelerinin doğruluğu, kuruluş sermayesiyle ilgili beyanların doğru olup olmadığı ve mal varlıkları açısından sermayeye değer biçilirken herhangi bir hile olup olmadığı gibi konuları içermektedir. Eğer denetçiler, bu görevleri yerine getirirken ihmalde bulunur ve bu ihmal sonucunda ortaya çıkan zararın tazmini kuruculardan sağlanamazsa, denetçiler zincirleme olarak bu zarardan sorumlu olurlar. [31] Kooperatifler Kanunu 53. maddeye göre, denetçilerin genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma hakkı mevcuttur. Ancak bu hakkın sınırı, söz konusu genel kurul kararının denetçinin şahsi sorumluluğunu doğuracak nitelikte bir karar olmasıdır. Eğer denetçinin kişisel sorumluluğunu gerektirmeyen bir karara karşı iptal davası açılırsa, bu durumda denetçinin hukuki sorumluluğu söz konusu olacaktır. Denetçilerin hukuki sorumluluğunun doğabilmesi için bazı koşulların sağlanması gerekmektedir:

 – Öncelikle, denetçilere kanun veya ana sözleşme kapsamında belirli görev ve yükümlülüklerin verilmiş olması şarttır.

– Denetçilerin bu görevleri yerine getirmemesi veya yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi nedeniyle kooperatif, ortaklar, alacaklılar ya da üçüncü kişilerin zarara uğramış olması gerekir.

– Meydana gelen zarar, denetçilerin kusurundan kaynaklanmalıdır. Yani denetçilerin kasten, ihmal yoluyla veya yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle zarar oluşmalıdır.

– Denetçilerin hukuki sorumluluğuna ilişkin dava açılabilmesi için kooperatif genel kurulunun bu yönde karar alması gerekmektedir. (TTK m.341).

– Dava, genel kurul kararının alınmasından veya azınlık grubunun talebinden itibaren en geç bir ay içinde açılmalıdır. – Yetkili mahkeme, kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.

– Dava, genel kurul tarafından seçilen yeni denetçiler tarafından açılmalıdır. Yeni denetçilerin seçilmemesi durumunda, genel kurul tarafından belirlenen bir vekil tarafından dava açılabilir. Eğer genel kurul dava açılmasını reddederse ancak ortakların onda biri bu yönde bir karar alırsa, dava açma yetkisi azınlık tarafından atanacak bir vekile ait olacaktır.

– 2 ve 5 yıllık zamanaşımı süreleri kanunda düzenlenmiştir. (TTK m.309).

B. Denetçilerin Cezai Sorumlulukları

Yasalarla verilen görevleri yerine getirmemeleri, eksik ya da hatalı şekilde ifa etmeleri veya yükümlülüklerine aykırı davranmaları halinde, sadece hukuki değil, aynı zamanda cezai sorumlulukları da gündeme gelmektedir. Bu sorumluluk türleri, Kooperatifler Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, bazı durumlarda Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri çerçevesinde de denetçilerin cezai sorumluluğuna gidilebilmektedir.

Kooperatifler Kanunu, denetçilerin cezai sorumluluğuna yol açabilecek durumları ek madde 2/3’te düzenlemiştir. Bu maddeye göre, “Kooperatifler Kanunu’nun 56/2, 56/4, 66, 67/1, 67/2 ve ek 3. maddelerine aykırı uygulamaları incelemeyen kooperatif ve üst birliklerin denetim kurulu üyeleri, en az bir ay ve en fazla dokuz ay hapis cezasına, ayrıca … adli para cezasına çarptırılır.” [32] bu hükmün Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle dava açılmış ise de yüksek mahkeme söz konusu hükmü anayasaya aykırı bulmamıştır. [33]

Kooperatif denetçileri, kooperatifin hesaplarını ve tüm işlemlerini denetlemekle sorumludur. Kooperatif denetçilerinin görev ve yetkilerini kötüye kullanarak, kamuya yaptıkları açıklamalarda veya genel kurula sundukları raporlarda gerçeğe aykırı ve kooperatif ile ortaklara zarar verecek önemli bilgiler paylaşmaları halinde, bu durum TCK 164. maddesi kapsamında değerlendirilir ve denetçiler, hapis cezası ya da adli para cezası ile cezalandırılabilir. Kooperatif denetçileri, genel kurul adına kooperatifin tüm işlem ve hesaplarını denetlemekle yükümlüdür. Ancak, bu yetkiyi kötüye kullanarak genel kurula gerçeğe aykırı ve yanıltıcı raporlar sunmaları, yöneticilerin usulsüz şekilde zimmetlerine geçirdikleri paraları ortaklardan gizlemeye çalışmaları ve böylece bu eylemlere zemin hazırlamaları, belirli şartların oluşması halinde Türk Ceza Kanunu kapsamında zimmete iştirak suçu kapsamında değerlendirilebilir ve cezai yaptırımla karşılaşmalarına neden olabilir. [34] Ayrıca kanunun 25. maddesine göre; denetçiler kooperatif ortaklıkları arasından seçilmişlerse görevleri sırasında öğrendikleri iş sırlarını açıklamaları halinde de kooperatifin şikâyeti üzerine herhangi bir zarar bulunmasa da bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılırlar.

IV. Denetim Kurulu Raporlarının Etkili ve Uygun Düzenlenmesi için Öneriler

Denetçilerin raporları, Resmî Gazete ’de yayımlanan Tebliğ’e [35] uygun hazırlanmalıdır. Denetçilerin, kooperatif finansal yapısı, ortakların yaptıkları ödemeler, arsa alım ve satım işlemleri, inşaat ve üretim sürecinin durumu ile müteahhitlere yapılan ödemeler gibi hususları raporlarında ayrıntılı şekilde ele alması gerekmektedir. Ayrıca, yöneticilerin bu konulara ilişkin görüşlerini dikkate alarak ve kendi tespitleri doğrultusunda değerlendirmelerini sunmaları beklenmektedir. [34] Yargıtay 5. CD, T. 09.02.2012, E. 2009/14755, K. 2012/377 (Erişim Tarihi: 18.02.2025, www.lexpera.com): “Sanıkların kooperatif para ve mallarını zimmetlerine geçirme kastı ile hareket ettikleri hususunda yeterli kanıt bulunmadığına ilişkin saptamada bir isabetsizlik yok ise de; bilirkişi raporlarında da açıklandığı gibi; yönetim kurulu üyesi olan sanıkların aşırı iskontolu mal satışı yaparak kooperatifin zarar etmesine sebebiyet vermeleri, kooperatifin gelir ve giderleri ile alınan kredilerine dair kayıtları düzenli tutmamaları, yönetim giderleri maliyetini aşırı oranda artırmaları, imalat defterine madde girişlerini kaydetmemeleri, yönetim kurulunca alınan kararları defterlere işlememeleri, fatura alınması zorunlu hizmet ve alımlarda fatura almamaları ve ambar stok fişlerini stok sorumlusuna imzalatmamaları eylemlerinin görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, sanık N.Y.’ın ayrıca kooperatif yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen kooperatife mal satması ve mal alması eylemlerinde 1163 sayılı Yasanın 59/6. maddesine muhalefet niteliğinde olacağı ve denetleme kurulu üyeleri olan sanıklar O.C., H.Ç. ve S.B.’ın ise denetleme görevlerini yerine getirmeyerek sanıkların belirtilen eylemleri gerçekleştirmelerine sebebiyet verdikleri ve söz konusu fiillerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 66 ve 67. maddelerine muhalefet niteliğinde olduğu gözetilerek atılı suçlardan sanıkların cezalandırılmaları yerine, beraatlarına karar verilmesi kanuna aykırıdır.” [35] (RG: T. 11.06.2008, S. 26903): “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ”. Denetçi, raporun tam, doğru, objektif ve konunun müsaade ettiği ölçüde açık olmasına özen göstermelidir. Denetçi, raporunu denetim amaçlarının tamamını karşılayan bilgilere yer vererek, araştırılan hususların doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak biçimde sunmalıdır. Denetçi, raporunu anlaşılır ve akıcı bir dille hazırlamalı, içeriğinde herhangi bir bilgiyi gizlememeli ve mümkün olduğunca sade, teknik olmayan ifadeler kullanmalıdır. Teknik terimlere veya kısaltmalara yer vermesi halinde, bunların açıklamalarını eklemeli ve kısaltmalara ilişkin bilgileri raporda ayrı bir bölümde sunmalıdır. Gereksiz ayrıntılardan ve tekrar eden ifadelerden kaçınmalı, gerektiğinde konunun daha iyi kavranabilmesi için grafik, tablo ve görsellerden yararlanmalıdır.

Sonuç

Genel kurul toplantılarında kooperatif ortakları tarafından belirlenen denetçiler, kooperatifin faaliyetlerini ve yönetim kadrosunu denetlemekle sorumludur. Her yıl hazırladıkları yazılı raporlarla yaptıkları denetim çalışmalarını ve önerilerini genel kurula sunmaları zorunludur. Yönetim kurulu ile denetim kurulunun ibrası ve bilançonun onaylanması süreçlerinde denetçi raporu önemli rol oynar. Bu raporun genel kurulda okunması, bilançoya ilişkin bir karar alınabilmesi için gereklidir. Ancak, uygulamada denetçi raporlarının genellikle kısa, yüzeysel ve amaca uygun olmayan şekilde hazırlandığı görülmektedir. Örneğin, herhangi bir kapsamlı inceleme yapılmadan, yalnızca defter ve belgelerin gözden geçirildiği, kayıtların düzenli olduğu ve harcamaların belgelerle teyit edildiği sonucuna varılarak, yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği şeklinde yüzeysel ifadelerle yetinilmektedir. Hazırlanan raporlar, yalnızca mevcut durumun özetini sunmakla kalmamalı, aynı zamanda öneriler ve eksiklikler hakkında somut bilgiler içermelidir. Örneğin: Mali tablolarda herhangi bir tutarsızlık var mı? Önemli riskler ya da zayıflıklar tespit edildi mi? Kooperatifin finansal durumu sağlıklı mı? şeklindeki tespitlere de yer verilmelidir. Bazı durumlarda, denetim raporlarının bizzat yönetim kurulu tarafından hazırlandığı ve denetçilere sadece imza için verildiği de gözlemlenmektedir. Bu tür durumlar, kooperatif denetim sürecinde ciddi riskler oluşturmakta ve denetçilerin hukuki ve cezai sorumluluğuna neden olabilmektedir. Denetçilerin bu tür sorumluluklardan kaçınabilmesi için, raporlarını kooperatifin defteri ve belgeleri ayrıntılı şekilde inceleyerek, objektif bir bakış açısıyla ve kooperatifin gerçek sertifikalarının eksiksiz yansıtılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Görevlerini yerine getirirken ortakların çıkarlarını gözeterek bağımsız ve nesnel hareket etmeleri şarttır. Bu yaklaşım, kooperatiflerde etkili bir iç denetim mekanizmasının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Denetim kurulu, kooperatiflerin şeffaf ve hesap verebilir yönetimi için kilit bir role sahiptir. Denetçilerin objektif, tarafsız ve ayrıntılı bir yaklaşımla hareket etmesi hem kooperatif ortaklarının haklarını koruyacak hem de kooperatifin uzun vadeli başarısına katkıda bulunacaktır.

Sonuç olarak, kooperatif denetimlerindeki uygulamaların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu çerçevede, önerilerimiz şunlardır; kooperatifler genel kurul, kanun ve ana sözleşme kapsamında kendisine tanınan ve devredilmesi mümkün olmayan yetkileri tam ve eksiksiz şekilde hayata geçirmelidir. Ayrıca, ortakların büyük bir kısmı kooperatifler kanununu bir yana bırakmakta, hatta ana sözleşmeyi dahi okumamaktadır; bu nedenle, ortaklara ana sözleşme dağıtılmalıdır. Ortaklar, sorumluluklarını yerine getirmenin ötesinde kooperatife sahip çıkmalı, bilgi alma, genel kurulda yer alma, seçme ve seçilme gibi kendilerine tanınan hakları tam anlamıyla kullanmalıdır. Eğer ortaklar arasında konusunda uzman kişiler bulunmuyorsa, denetçiler, yönetim kurulunun etkisinde kalmayacak şekilde ortaklık dışından seçilmelidir.

[1] Gülen Özdemir, Kooperatifçilik (Ankara: 2. Baskı, Nobel Akademik Yayıncılık, 2021), s. 68.

[2] Ziya Gökalp Mülayim, Kooperatifçilik (Ankara: 8. Baskı, Yetkin Yayınları, 2019), s. 541.

[3] Yusuf Üstün ve Muhittin Aydın, Kooperatifler Hukuku (Ankara: 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2017), s. 331.

[4] Üstün ve Aydın, s. 301-302; Özdemir, s. 69.

[5] Kooperatifler Kanunu’nun 86-92. maddelerinde devlete; kooperatifleri, birlikleri, merkez birliklerini ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ni teftiş etme yetkisi verilmiştir.

[6] 1163 sayılı Kanunu’nun 93. maddesi.

[7] 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu’nun 9. maddesi gibi.

[8] Orhan Nuri Çevik, Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve İlgili Mevzuat (Ankara: 5. Baskı, Yetkin Yayınları, 1999), s. 883.

[9] Ahmet Kurtulan, Kooperatifler Kanunu Açıklaması (Ankara: 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2015), s. 600.

[10] Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2016, s. 32 (Erişim Tarihi: 23.01.2025, https://www.sur.coop/dosya/eylem-plani.pdf).

[11] Bkz. Koop.K. m.90: “İlgili Bakanlık, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu kişilerin görevlerine tedbiren son verebilir.”

[12] Rasih Demirci, “Yeni Kooperatifçilik Kimliği”, Karınca Dergisi S. 725 (1997): 6.

[13] Mülayim, s. 542.

[14] Üstün ve Aydın, s. 63.

[15] Ahmet Kurtulan, Yapı Kooperatiflerinde Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu (Ankara: Gözlem Yayıncılık, 2013), s. 174.

[16] Bkz. Koop.K. m.65.

[17] Reha Poroy, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku (İstanbul: 15. Baskı, Vedat Kitapçılık, 2021), s. 920.

[18] Çevik, s. 743-744.

[19] Metin Topçuoğlu, Yeni Türk Kanunu’na Göre Bağımsız Denetçi ve Sorumluluğu (Ankara: 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2012), s. 9.

[20] M. Vefa Toroslu, Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Anonim Şirketlerde Denetim (Ankara: 1. Baskı, Adalet Yayınevi, 2015), s. 334-336.

[21] Ersin Güredin, Denetim İlkeleri ve Teknikleri (İstanbul: Formül Matbaası, 1982), s. 32.

[22] Yargıtay 11. HD, T. 04.02.2002, E. 2001/8423, K. 2002/760 (Erişim Tarihi: 18.02.2025, www.lexpera.com): “Kooperatifler Kanunu’nun 56. maddesinde, 3476 sayılı yasa ile önemli değişiklikler yapılarak, maddenin 1. fıkrasında, yönetim kurulu üyelerinin taşıması gereken koşullar düzenlendikten sonra, anılan maddenin 2. fıkrasında yönetim kurulu üyelerinin yasa ve ana sözleşmede ön-görülen koşulları taşıyıp, taşımadıklarının kimin tarafından denetleneceğine cevap verilmiş ve yönetim kurulu üyelerinin seçilme koşullarının varlığını denetçilerin araştıracağı belirtilmiştir. Eğer bu koşulları taşımayanlar seçilmiş veya seçilenler bu koşulları sonradan kaybetmişlerse, bu seçilenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilecektir. Yönetim Kuruluna, koşulları bulunmayan üyelerin seçilmesi halinde, eğer tüm yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi hususu söz konusu ise yönetim kurulunun, tümüyle kendi üyeleri hakkında böyle bir karar alması düşünülemeyeceğinden, bu halde denetçiler genel kurulu toplantıya çağırmalı ve bu uyuşmazlığı genel kurul çözümlemelidir. Eğer, bir kısım üyelerin görevine son verme hali söz konusu ise, yönetim kurulunun toplanma yeter sayısı göz önüne alınmalı ve yönetim kurulu toplanamıyorsa, bu halde de genel kurul görevli olmalıdır. Tüm bu açıklamalardan ulaşılan sonuç şudur; seçilme yeterliliğine sahip olmayan kişilerin yönetim kurulu üyesi olarak seçilmeleri halinde, bu seçim ancak görev yapmaya engel bir durum teşkil eder ve fakat seçilen kişinin yönetim kurulu üyeliğini kendiliğinden ve başlangıçtan itibaren hükümsüz kılmaz. Mahkemece, öncelikle böyle bir durumun ve çağrıda usulsüzlüğün tek başlarına genel kurulun yoklukla malul olması sonucunu doğurmayacağı ve ancak davacıya koşulları varsa iptal davası açma hakkı tanıyacağı, davacının da iptalini istediği genel kurul toplantısında hazır olup, alınan kararlara aykırı kalmadığı gibi, muhalefetinde tutanağa geçirtmediği ve böylece 1163 sayılı Yasa’nın 53. maddesi uyarınca iptal davası açma hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı kooperatif yararına bozulması gerekmiştir.”

[23] Ali Said Yazıcı, “1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’na Göre Kooperatiflerin Denetimi”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi (Samsun: 2016), s. 99.

[24] Üstün ve Aydın, s. 313.

[25] Oktay Çaloğlu, Kooperatifler Kanunu Açıklaması (Ankara: Maliye Postası Yayınevi, 2013), s. 99.

[26] Abdulkadir Arpacı, İçtihatlı Kooperatifler Kanunu ve Uygulamaları (İstanbul: 2. Baskı, Temel Yayınları, 1995), s. 204; Üstün ve Aydın, s. 314.

[27] Denetçilerin kasa incelemeleri sırasında dikkat etmeleri gereken hususlar ise, fiili kasa mevcudu ile kaydı kasa mevcudu arasında herhangi bir farklılık olup olmadığı ve yönetim kurulunun belirlediği limitin üzerinde kasada nakit para bulundurulup bulundurulmadığıdır.

[28] Yazıcı, s. 142.

[29] Bu durumlar, kanundan kaynaklanabileceği gibi, azil gibi genel kurul iradesinden veya istifa gibi denetçinin kendi iradesinden de kaynaklanabilir.

[30] “Denetçinin yönetim kurulu üyesi seçilmesi veya kooperatife memur olması, denetçinin altsoy veya üstsoyundan biriyle, eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarının yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi, denetçinin medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmesi, denetçinin iflas etmesi veya hacir altına alınması, denetçinin yönetim kurulu üyeleriyle iş ortaklığı yapması, denetçinin yöneticilerle üçüncü dereceye kadar evlilikten kaynaklanan hısımlık kurması, ölüm veya başka bir nedenle görevini yerine getiremeyecek durumda olması ve nihayetinde seçilme şartlarını kaybetmiş olmasıdır.”

[31] Çevik, s. 760.

[32] Yargıtay 4. CD, T. 18.07.2005, E. 2003/17904, K. 2005/9247 (Erişim Tarihi: 18.02.2025, www.lexpera.com): “İddianameye dayanak oluşturan, Kooperatif Genel Kurulunca görevlendirilen Hesap Tetkik Komisyonunun 16.10.1999 tarihli raporunda, 14.4.1997 tarihinde yapılan çevre düzenlemesi ve alt yapı ihalesinin uygulanması ve yapılan ödemelerle ilgili olarak gerek yönetim kurulu gerekse denetim kurulu üyeleri olan sanıkların Kooperatif Yasasının kendilerine görevin yürütülmesi ve denetim yapılmasıyla ilgili olarak yüklediği sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmediklerinin ileri sürülmesi karşısında, anılan raporda belirtilen hususların teknik olarak saptanması ve yönetim kurulu üyesi sanıkların görevlerini 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 62. maddesinde öngörülen derecede titizlikle yerine getirip getirmedikleri ve denetim kurulu üyeleri olan sanıkların da aynı yasanın 67/2, Ek 2/3. maddeleri uyarınca görevlerini yerine getirip getirmedikleri hususlarında oluşturulacak uzman bilirkişi heyetince inceleme yaptırılarak sonucuna göre sanıkların hukuksal durumlarının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile ve sözü edilen iddiaları incelemek için oluşturulmamış bulunan hukuk mahkemesine sunulan bilirkişi raporuna dayanan yetersiz gerekçeyle beraat kararları kurulması, yasaya aykırıdır.”

[33] Anayasa Mahkemesi, T. 28.02.2013, E. 2012/134, K. 2013/34 (RG: T. 26.07.2013, S. 28719) (Erişim Tarihi: 18.02.2025, www.lexpera. com): “1163 sayılı Kanun’da, yönetim kurulu ve denetim kurulu arasında bir astlık ya da üstlük ilişkisine yer verilmemiştir. Ancak bu durum iki organın birbirine eşit olduğu anlamına gelmemektedir. Kooperatiflere özgü iş bölümü esaslarına göre her iki organa farklı işlev ve statüler tanınmıştır. Bu durumuyla her iki organın birbiriyle eşit değil, birbirini tamamlayıcı statüde olduklarını kabul etmek gerekir. Dolayısıyla farklı hukuksal konumda bulunan kişiler hakkında farklı yaptırımların uygulanmasını öngören itiraz konusu kuralda eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.”

[34] Yargıtay 5. CD, T. 09.02.2012, E. 2009/14755, K. 2012/377 (Erişim Tarihi: 18.02.2025, www.lexpera.com): “Sanıkların kooperatif para ve mallarını zimmetlerine geçirme kastı ile hareket ettikleri hususunda yeterli kanıt bulunmadığına ilişkin saptamada bir isabetsizlik yok ise de; bilirkişi raporlarında da açıklandığı gibi; yönetim kurulu üyesi olan sanıkların aşırı iskontolu mal satışı yaparak kooperatifin zarar etmesine sebebiyet vermeleri, kooperatifin gelir ve giderleri ile alınan kredilerine dair kayıtları düzenli tutmamaları, yönetim giderleri maliyetini aşırı oranda artırmaları, imalat defterine madde girişlerini kaydetmemeleri, yönetim kurulunca alınan kararları defterlere işlememeleri, fatura alınması zorunlu hizmet ve alımlarda fatura almamaları ve ambar stok fişlerini stok sorumlusuna imzalatmamaları eylemlerinin görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, sanık N.Y.’ın ayrıca kooperatif yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen kooperatife mal satması ve mal alması eylemlerinde 1163 sayılı Yasanın 59/6. maddesine muhalefet niteliğinde olacağı ve denetleme kurulu üyeleri olan sanıklar O.C., H.Ç. ve S.B.’ın ise denetleme görevlerini yerine getirmeyerek sanıkların belirtilen eylemleri gerçekleştirmelerine sebebiyet verdikleri ve sözkonusu fiillerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 66 ve 67. maddelerine muhalefet niteliğinde olduğu gözetilerek atılı suçlardan sanıkların cezalandırılmaları yerine, beraatlarına karar verilmesi kanuna aykırıdır.”

[35] (RG: T. 11.06.2008, S. 26903): “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ”.

Kaynakça

Arpacı, Abdulkadir. İçtihatlı Kooperatifler Kanunu ve Uygulamaları. İstanbul: 2. Baskı, Temel Yayınları, 1995.

Çaloğlu, Oktay. Kooperatifler Kanunu Açıklaması. Ankara: Maliye Postası Yayınevi, 2013.

Çevik, Orhan Nuri. Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve İlgili Mevzuat. Ankara: 5. Baskı, Yetkin Yayınları, 1999.

Demirci, Rasih. “Yeni Kooperatifçilik Kimliği”. Karınca Dergisi S. 725 (1997): 4-7. Güredin, Ersin. Denetim İlkeleri ve Teknikleri. İstanbul: Formül Matbaası, 1982.

Kurtulan, Ahmet. Kooperatifler Kanunu Açıklaması. Ankara: 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2015.

Kurtulan, Ahmet. Yapı Kooperatiflerinde Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu. Ankara: Gözlem Yayıncılık, 2013.

Mülayim, Ziya Gökalp. Kooperatifçilik. Ankara: 8. Baskı, Yetkin Yayınları, 2019.

Özdemir, Gülen. Kooperatifçilik. Ankara: 2. Baskı, Nobel Akademik Yayıncılık, 2021.

Poroy, Reha, Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu. Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku. İstanbul: 15. Baskı, Vedat Kitapçılık, 2021.

Topçuoğlu, Metin. Yeni Türk Kanunu’na Göre Bağımsız Denetçi ve Sorumluluğu. Ankara: 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2012.

Toroslu, M. Vefa. Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Anonim Şirketlerde Denetim. Ankara: 1. Baskı, Adalet Yayınevi, 2015.

Üstün, Yusuf ve Muhittin Aydın. Kooperatifler Hukuku. Ankara: 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2017.

Yazıcı, Ali Said. “1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’na Göre Kooperatiflerin Denetimi”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi. Samsun: 2016.

İnternet Kaynakları

Lexpera (Erişim Tarihi: 23.01.2025, www.lexpera.com).

Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2016 (Erişim Tarihi: 23.01.2025, https://www.sur.coop/dosya/ eylem-plani.pdf).

Similar Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *