11. Yargı Paketi Taslağı Hakkında İlk Değerlendirmeler
11. Yargı Paketi Taslağı Hakkında İlk Değerlendirmeler
Yeni yasama yılının başlangıcı olan 1 Ekim 2025’te, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ifade ettiği gibi 11. Yargı Paketi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine gelmesi bekleniyor. Aşağıda, şu an için taslak seviyesinde olan ve Meclis’te nihai şeklini alması beklenen pakette yer alan bazı önemli hususlar özetlenmiştir;
11. Yargı Paketi Taslağındaki Temel Maddeler
- Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu) Davaları; Taşınmazın ilk satışı, artık hissedarlar arasında rayiç bedel (gerçek piyasa değeri) üzerinden yapılacak.
Uygulamada şikâyet edilen konulardan biri de ortaklığın giderilmesi davalarının yıllarca sürmesi. Yeni düzenleme ile satış yoluyla tasfiye süreçlerinin hızlandırılması ve paydaşların mağduriyetlerinin önlenmesi amaçlanıyor.
- Avukatlık ve Kişisel Veriler; Avukatların kişisel verilere ilişkin taleplerinin doğrudan reddedilmemesi hedefleniyor.
- E-Duruşma Uygulaması; E-duruşma (elektronik duruşma) uygulaması, kapsamı genişletilerek artık ön inceleme duruşmalarında da kullanılabilecek.
Pakette öne çıkan önemli usul hukuku değişikliklerinden biri e-duruşma uygulamasının kapsamının genişlemesi. Avukatlar, bulundukları şehirden dosyaya bağlanarak beyanda bulunabilecek. Bu düzenleme, hem mahkemelerin iş yükünü hafifletecek hem de avukat ve vatandaş için ciddi zaman ve maliyet avantajı sağlayacak. E-tebligatın kapsamının genişletilmesi de bu kapsamda değerlendirilmektedir.
- Bonolarda Karekod Zorunluluğu; Bonolarda (senetlerde) karekod uygulamasının zorunlu hale getirilmesi planlanıyor.
- Belirsiz Alacak Davası ve Zamanaşımı; Belirsiz alacak davalarının kaldırılması gündemde olup, kısmi davalarda ise zamanaşımının kesilmesi sağlanacaktır. Paketteki en tartışmalı düzenlemelerden biri, belirsiz alacak davalarının kaldırılmasıdır. Zaten 14 yıl önce hukuk sistemimize giren belirsiz alacak davaları, hukuk sistemimiz için sadece bir rüya mıydı? Her ne kadar kısmi davalarda zamanaşımının durması gibi olumlu bir düzenleme getiriliyor olsa da, belirsiz alacak davalarının ortadan kaldırılması, bu güvencenin etkisini sınırlayacaktır.
- Yargıtay’ın Yetki ve Görev Kararları; Yargıtay artık yetki ve görevden dolayı bozma kararı veremeyecek. Bu tür uyuşmazlıkların istinaf (bölge adliye) aşamasında çözülmesi öngörülüyor.
- Cezaların Artırılması; İnternet dolandırıcılığı, sanal bahis ve trafikte yol kesme gibi suçlarda öngörülen cezaların artırılması hedefleniyor.
- Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Düzenleme; Suça sürüklenen çocuklara yönelik uygulanan ceza indiriminin, çocuğun yaşı arttıkça azalacak şekilde yeniden düzenlenmesi bekleniyor.
Toplumun adalet beklentisi giderek büyüyor. İnsanlar suç işleyenlerin cezasız kalmasından, davaların yıllarca sürmesinden ve yargı süreçlerinin karmaşıklığından şikâyetçi. Bu noktada gündeme gelen 11. Yargı Paketi, hem ceza hukuku hem de usul hukuku açısından önemli yenilikler içeriyor. Ancak soru şu; bu paket adaleti güçlendirecek mi, yoksa sadece cezalandırmayı ön plana çıkaran yüzeysel bir düzenleme mi olacak?
Sonuç; Hız mı, Adalet mi?
11. Yargı Paketi, dijitalleşme ve hızlanma vaadiyle öne çıkıyor. Ancak adalet sadece hızdan ibaret değildir. Gerçek adalet, güçlü olan karşısında zayıfın korunabilmesiyle mümkündür. Eğer yeni paket, yalnızca cezaların artırılması ve süreçlerin kısaltılmasına indirgenirse, toplumsal adalet duygusunu pekiştirmekten uzak kalabilir. Adaletin ölçüsü, yalnızca mahkeme salonlarındaki kararlarla değil; vatandaşın günlük hayatında hissettiği güvenle ortaya çıkar. 11. Yargı Paketi’nin başarısı da işte bu güveni sağlayabilmesinde yatacaktır.