Riskli Yapı Kararına Karşı İtiraz Süreçleri

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, riskli yapıların tespiti, bu yapılarla ilgili alınacak önlemler ve yıkım sürecine ilişkin özel hükümler içermektedir. Bu kanun kapsamında yapılan riskli yapı tespitleri, maliklerin mülkiyet hakkını doğrudan etkilediğinden, hukuki işlemin unsurlarının dikkatle değerlendirilmesi gerekir.

Kentsel dönüşüm sürecinde kritik aşamalardan biri, riskli yapıların belirlenmesi ve bu yapılara ilişkin risk tespit raporlarının hazırlanmasıdır. Bu raporlarla, yapının dayanıklılık durumu teknik ve bilimsel yöntemlerle değerlendirilerek, yapı sahiplerine resmi olarak iletilir. Malikler, raporun kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz hakkını kullanabilirler. Ayrıca, itiraz süresine bağlı kalmaksızın, tebliği takip eden 30 gün içerisinde idari yargı mercilerine başvurarak iptal davası açma hakkına da sahiptirler.ac

Riskli Yapı Tespiti Nedir?

6306 sayılı Kanun’un 1/d maddesi, “riskli yapı” kavramını, riskli alan içerisinde veya dışında bulunan, ekonomik ömrünü doldurmuş yahut bilimsel ve teknik bulgulara dayanılarak yıkılma veya ağır hasar görme tehlikesi taşıdığı belirlenmiş yapılar olarak tanımlamaktadır.

Bu yasal tanım uyarınca, bir yapının riskli olarak belirlenebilmesi için şu iki koşuldan birini sağlaması şarttır:

  • Yapının ekonomik ömrünü tamamlamış olması veya
  • Yapının yıkılma veya ciddi hasar görme tehlikesi taşıdığının bilimsel ve teknik verilere dayalı olarak saptanmış olması.

Riskli yapı tespiti süreci, 6306 sayılı Kanun’un ve bu Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.

Tespitin yapılması için yapı maliklerinden birinin başvurusu yeterlidir. Fakat idarenin de re’sen yetkisi doğrultusunda, riskli yapı tespiti başlatılması mümkündür.

Binanın mevcut haliyle can ve mal güvenliği açısından risk taşıyıp taşımadığının teknik esaslara göre değerlendirilmesi anlamına gelen riskli yapı tespiti, lisanslı kuruluşlar tarafından hazırlanır. Binanın taşıyıcı sistemlerinin dayanıklılığı, beton kalitesi, zemin analizi, görünür hasarlar vb kriterlerle değerlendirilen teknik rapor; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya ilgili idare tarafından incelenir. Raporun onaylanmasıyla yapı, resmi olarak “riskli yapı” statüsüne alınır ve kanunda öngörülen süreçler başlatılır.

Tebligat ve İtiraz Süreci

Riskli yapı tespit raporu hazırlandıktan sonra bu rapor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne veya ilgili idareye sunulur. İdare, raporu inceler ve uygunsa onaylar. Onaylanan riskli yapı tespitine ilişkin karar, tüm kat maliklerine 6303 sayılı Kanun’un 3.maddesi gereğince, bu şerh taşınmaz üzerindeki tüm ayni ve şahsi hak sahiplerine elektronik ortamda (e-devlet üzerinden) veya ilanen tebligat usulü ile tebliğ edilir. Tebligatla birlikte maliklere 15 gün içerisinde itiraz hakkı tanınır. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan sürenin kaçırılması halinde itiraz hakkı kaybedilir. İtiraz/dava hakkı sadece yapı maliklerine veya malikin vefat etmiş olması halinde yasal mirasçılarına tanınmıştır. Kiracı yada sınırlı ayni hak sahiplerinin itiraz/dava hakkı mevcut değildir.

Riskli yapı tespitine karşı yapılacak itirazlar, teknik bir heyet tarafından değerlendirilir. Raporda teknik anlamda eksiklikler varsa, bu eksikliklerin giderilmesi için lisanslı kuruma gönderilir. Eksiklikler giderildikten sonra yapının riskli veya risksiz olduğu hakkında kesin karar verilir. Ayrıca teknik heyetin yapıyı yerinde inceleme yetkisi de vardır.

İtiraz yolunun tüketilmesi yargı yoluna başvurulmasına engel değildir. Teknik itiraz reddedilse dahi maliklerin idare mahkemesinde iptal davası açma hakları saklıdır.

Yargı Yoluna Başvuru

Malikler, idari işlem niteliğinde olan riskli yapı tespitine ilişkin kararı Anayasa 125.maddesine göre idari yargıda dava edebilirler. Kararın iptali için tespit kararının kendilerine tebliğinden itibaren 30 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açabilirler. Eğer malikler öncelikle itiraz yoluna başvurmuşlarsa, itirazın reddedilmesi halinde red kararının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde idari yargıya başvurabilirler.  Bu dava, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabidir. Dolayısıyla bu davada görevli ve yetkili mahkeme; riskli yapının bulunduğu taşınmazın yer aldığı il veya ilçenin bağlı bulunduğu idare mahkemesidir.

Dava dilekçesinde tespitin hangi nedenlerle hukuka aykırı olduğu, varsa teknik eksiklikler ve bilirkişi raporlarıyla desteklenmesi gereken hususlar ayrıntılı şekilde belirtilmelidir.

Yürütmenin Durdurulması Talebi

Yürütmenin durdurulması, idari işlemin hukuka aykırı olduğu ve uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabileceği kanaatine varıldığında, mahkeme tarafından söz konusu işlemin geçici olarak askıya alınmasıdır. Bu kurum, riskli yapı tespitine karşı açılacak iptal davalarında hayati öneme sahiptir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:

  • İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması,
  • İşlemin uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacak olması.

Riskli yapı tespiti sonrasında binanın yıkımı süreci başlatıldığından, dava sonuçlanmadan önce yıkım gerçekleşirse taşınmazın ayni varlığı sona erer. Bu durum, mahkemece verilebilecek olası bir iptal kararının uygulanmasını imkânsız hale getirir. Bu nedenle, yürütmenin durdurulması talebi özellikle riskli yapı tespitine karşı açılan iptal davalarında davacının korunması açısından zorunludur.

Uygulamada bazı idareler, iptal davası açıldığını öğrenmelerine rağmen riskli yapı işlemlerini sürdürmekte ve yıkım işlemini hızlandırmaktadır. Bu nedenle, davanın açılmasıyla eş zamanlı olarak yürütmenin durdurulması talep edilmeli, bu talep gerekçeli ve delillerle desteklenmelidir. Mahkemeler, riskli yapı tespiti raporunu değerlendirerek yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.

  • Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar verirse, riskli yapı tespiti işlemi geçici olarak durdurulur.
  • Bu karar, yıkım sürecinin askıya alınmasına, tapuya riskli yapı şerhi konulmuşsa bu şerhin kaldırılmasını sağlar.
  • İdare, bu karara rağmen işlemi devam ettirirse açık şekilde hukuka aykırı bir uygulamaya imza atmış olur ve sorumluluğu doğar.

Mahkeme, davalı idarenin savunmasını aldıktan sonra yürütmenin durdurulması kararını kaldırabilir veya karara bağlayarak devam ettirebilir. Kararın devam etmesi halinde, dava sonucuna kadar yapı üzerindeki işlemler durur.

İptal Davasının Sonuçları

Mahkeme riskli yapı kararının hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, karar iptal edilir. Kararın kesinleşmesiyle tapu kaydındaki şerh kaldırılır, tahliye ve yıkım işlemleri durur.

Mahkeme riskli yapı kararının hukuka uygun olduğuna karar verirse, dava reddedilir.

Sonuç

Riskli yapı tespit süreci, hem teknik hem de hukuki yönden dikkatle yürütülmesi gereken çok yönlü bir süreçtir. Bu süreçte yapı maliklerinin tebligat tarihinden itibaren sürelere dikkat etmesi, teknik raporları değerlendirmesi ve gerektiğinde uzman hukukçulardan destek alması büyük önem taşır. Özellikle yürütmenin durdurulması kurumunun etkin biçimde kullanılması, hak kayıplarının önlenmesi bakımından kritik rol oynamaktadır.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir